Günlük yaşantımıza baş döndürücü bir hızla giren facebook , twitter gibi sosyal paylaşım platformları, bloglar, veri paylaşım programları ( örneğin P2P gibi ) hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Yaşantımıza renk kattı. Güzellikler kolaylıklar ve yenilikler getirdi. Katmaya ve getirmeye de devam ediyor
Uzun yıllar görmediğimiz, nerede olduğunu dahi bilmediğimiz, hatta varlığını dahi unuttuğumuz ilkokul arkdaşlarımızla karşılaşma ve buluşma imkanına kavuştuk. Yüzyüze olmasa da tüm dünya ile duygularımızı, düşüncelerimizi, fikirlerimizi paylaşma imkanı bulduk Bu faydaları saymakla bitiremeyiz belki…
Fakat bu arada bir çok olumsuzlukarı da yaşamaya başladık. Örneğin facebook ortamından birbirlerine hakaret edenlerle, küfürleşenlerle karşılaştık. Gizli kamera görüntüleri, ses kayıtları ile birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortalığa dökenlerle yani başkalarına ait kişisel verileri, özel hayatı ile ilgili bilgileri onlardan izinsiz internet ortamına atanlara rastlamaya başladık. Birbirlerini dolandıranları, haksız kazanç temin edenleri, bankaların internet sitelerinde dijital hırsızlık yolu ile başkalarına ait hesapları saniyeler içinde boşaltanları gazete ve televizyonlarda haberlerde izlemeye başladık. Devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelerin dijitial casusluk yöntemi ile elde edildiğini ve bunların internet ortamında yayınlandığına tanık olduk.
İşte yaşanan bu gelişmeler bizi internet ve bilişim alanında yeni kavramlarla da tanıştırmaya başladı. Bunlardan bir tanesi de IP yani internet protokol numarası. kısaca ve en basit anlatımı ile internet ortamında yapılan her iletişimin ve bağlantının rakamsal değerini ( sayısal karşılığını) ifade eden IP numarası, suç teşkil eden bir çok olayın aydınlatılmasında elde edilmesi ve tespit edilmesi gereken en önemli verilerden birisidir. Suç olgusu ile ilgili çalışmaların ilk adımı IP numarasının ve tahsis edildiği zaman aralığının tespitidir. Ülkemizde de 5651 sayılı yasa ve bu yasaya uygun yönetmelik hükümlerine göre internet ortamında ve diğer kablosuz iletişim ortamlarındaki trafik kayıtları servis sağlayıcılar tarafından biryıl süre ile saklanmaktadır. IP numarasından yola çıkılarak, trafik kaydının yani veri alış verişinin yapıldığı ADSL ve telefon numarası, adresi, kime tahsis edildiği bilgilerine kolayca ulaşılabilmektedir.
IP numaralarının tespiti diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de kolaylıkla yapılabilmektedir. Bu tespit işlemi ile beraber karşımıza farklı görüşlerin yer aldığı bir tartışma ortaya çıkmaktadır : IP numarası kişisel veri midir ? Değil midir ? Yani bir kişinin bir başka kişi ile yaptığı veri alış-verişinde ( e mail, telefon görüşmesi, veri transferi vs ) o anda kendisine tahsis edilen IP numarasının bir başka kişi tarafından tespit edilmesi halinde, bu tespit işlemi veriyi gönderen kişinin kişisel verilerinin izinsiz tespiti olarak kabul edilip, bunu yapan kişi suç işlediği gerekçesi ile yargılanacak mıdır ?
Kişisel verilerin korunması ile ilgili hukuki düzenleme çalışmalarında kişisel veri tanımı “belirli veya kimliği belirlenebilir gerçek veya tüzel kişilere ilişkin bütün bilgiler” şeklinde yapılmaktadır. Bu tanımdan yola çıkılarak IP numarası ile ilgili bir değerlendirme yaptığımızda şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır. IP numarası sadece bir numaradan ibarettir.Halen kullanılmakta olan IPv4 sisteminde IP numarası tek başına, bir gerçek ya da tüzel kişinin kimliğinin belirlenmesine imkan vermemektedir. Hatta tek başına bir IP numarasının dünyadaki milyonlarca kullanıcı arasından kime tahsis edildiğinin belirlenmesini de sağlayamaz. Kimliğin belirlenebilmesi için IP numarasının yanında bunun hangi gün, hangi saat, dakika ve saniyede tahsis edildiğinin de bilinmesi gerekir. Günümüzde IP numarası her internet kullanıcısı tarafından teknik olarak kolaylıkla elde edilebilen bir veridir. Tek başına, bir kişinin belirlenmesi ve tespitini de sağlamamaktadır. Bu nedenle IP numarasının kişisel bir veri olarak değerlendirilmesi kanımızca yanlış olacaktır.
Günümüzde bir çok ülkeden IP numarası değil fakat IP numarasının zaman aralığı da verilerek (özellikle dinamik IP nin söz konusu olduğu durumlarda) hangi ADSL numarası, telefon numarası ya da abone numarasının olduğu, abone kimlik bilgilerinin ne olduğu konusundaki bilgiler mahkemeler ve savcılıkların talebi ile ilgili servis sağlayıcıdan temin edilmektedir. İşte bu bilgiler kişisel veri olarak kabul edilebilir. Edilmelidir. Ama IP numarası değil.